Fidan, Türkiye’nin AB için stratejik önemini açıkladı: Dinamik ekonomisiyle, siyasal istikrarıyla değer katacak bir aktör

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi ile düzenlenen ortak basın toplantısında “Türkiye’nin AB için stratejik önemi nedir?” sorusuna, “Dinamik ekonomisiyle, güçlü altyapısıyla, siyasal istikrarıyla ciddi kapasitesi olan, güvenlik ve savunma sistemleriyle Türkiye sadece AB için değil, parçası olacağı herhangi bir ittifaka inanılmaz derecede güç ve değer katacak bir aktör” yanıtını verdi. 

Dışişleri Bakanı Fidan, bugün Ankara’da AB Komşuluk ve Genişleme Komiseri Varhelyi ile görüştü. Görüşmenin ardından Bakanlık’ta ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Fidan toplantıda şunları söyledi:

“Görüşmede Türkiye-AB ilişkilerinin hem stratejik boyutunu hem üstünde çalışmamız gereken ve çalıştığımız somut konuları uzun uzadıya gözden geçirme imkânımız oldu. 2023 Mayıs’ında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci kez Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde seçilen Cumhurbaşkanımızın görevi devraldıktan sonra halka yaptığı beyanda AB hedeflerine bağlı olduğumuzu vurgulamıştı. Bizi Dışişleri Bakanı olarak atadığı zaman da tekrar verdiği talimatlarında hükümetimizin, Bakanlığımızın AB ile çalışmalarından asla vazgeçmemesi, bu konuda maksimum çabayı göstermemiz konusunda gerekli talimatı vermişti.

“Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde devam etmesini istiyoruz”

17-18 Nisan’da AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye-AB ilişkilerine dair Ortak Bildiri’nin kabul edilmemesini biz kaçırılmış bir fırsat olarak hep Türkiye olarak nitelendirdik. Kendisi bugün yaptığımız görüşmede bunda endişe edilecek bir şey olmadığını, Türkiye-AB ilişkilerine dair Ortak Bildiri’de aldıkları kararların, çizdikleri yol haritasının arkasında olduklarını bildirdiler. Bu bizim için iyi bir haber. Biz her zaman için Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde, sürekli bir tuğla üste koyarak devam etmesini hükümet ve devlet olarak istiyoruz.

Türkiye-AB kurumları arasındaki üst düzey ziyaretlerin, düzenli çalışmaların kesintisiz bir şekilde devam etmesi. Bu hem konuları daha iyi ilerletmemize hem de problemleri vakitlice çözmemize yol açacaktır. Diğer taraftan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu fevkalade önemli. Bu konuda Ticaret Bakanlığımız ile yakın iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Gümrük Birliği’nin düzenlenmesi konusunda, AB kurumları ve ilgili Komiserleri sayın Varhelyi başta olmak üzere, prensipte mutabıkız. Bugünkü yaptığımız görüşmede de ifade ettik. Bunu daha pratik bir şekilde bir zaman dilimine bağlayarak, planlayarak somut bir şekilde ilerletelim.

Vize konusunda iki aşamalı çalışıyoruz. Birincisi, Türkiye-AB arasında bir vize serbestliğine gidilmesi ve bu konu uzun yıllardır gündemde olan bir mesele. Bu konu ile ilgili takip edilmesi gereken ayrı bir kulvar var. Yeni dönemde de Cumhurbaşkanımız bu konunun çözülmesi ve bu konuda yapılması gereken değişikliklerin halli konusunda da onayını verdiler.

Amacımız, kendi içimizdeki bazı yapılması gerekenleri yapıp, vize serbestisi konusunda AB ile müzakereyi tam anlamıyla başlatmak. Diğer taraftan, bu olana kadar, özellikle vizelerin kolaylaştırılması meselesi önemli. Son zamanlarda AB gerek göç gerek güvenlik gerek Covid sonrası dönemde kapasite yoksunluğunu telafi edemedikleri için vize konularında ciddi sıkıntılar olmaya başlamıştı. Bu tabii ki vatandaşlarımızın belli konularda ihtiyaçlarını zamanlıca karşılanmamasını beraberinde getiren bir husus. Bunu da epeydir Avrupalı meslektaşlarımızla epeyce müzakere ediyoruz. Başta iş adamlarımız, öğrencilerimiz olmak üzere vize kolaylığının sağlanması konusunda hem Avrupa ülkeleriyle bire bir konuşuyoruz, özellikle vatandaşlarımızın çok yoğun etkileşimde bulundukları ülkelerle bire bir konuşuyoruz. Hem de AB kurumlarıyla bu konuyu görüşüyoruz.

“Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’de tekrar faaliyetlerini başlatması konusunda mutabık kaldık”

Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’de tekrar yatırım faaliyetlerini başlatması meselesi, yatırım projelerine onay vermesi konusunda da kendisiyle mutabık kaldık. O konuda da önümüzde birkaç tane halledilmesi gereken konu var. Banka halihazırda de facto olarak faaliyetlerine devam ediyor Türkiye’de.

AB ve bizim için de problem alanı olan düzensiz göçle mücadele konusunu konuştuk. AB ile Türkiye arasında bu konuda son yıllarda kurulmaya çalışılan ve işletilen bir mekanizma var. Bunu daha iyi nasıl işletiriz konusunu ele aldık.”

Varhelyi: Türkiye halkının AB’ye büyük bir ilgisi var

AB Komşuluk ve Genişleme Komiseri Varhelyi ise şöyle konuştu:

“Türkiye’yi ve sayın Bakan’ı şu konuda temin etmek isterim: birlikte çalışmayı, ilişkilerimizi yeniden canlandırmaya yönelik çalışmayı tekrar taahhüt etmek zorundayız. Türkiye’yi düşündüğümüzde aday ülke olduğunu, çok önemli bir NATO müttefiki olduğunu düşünüyoruz. Geçen yıl Türkiye’den yapılan vize başvurularında artış olduğunu gördük. Türkiye halkının AB’ye çok büyük bir ilgisi var. İnsanlar tabii ki bu topluluktan faydalanabilmesi için vize kolaylaştırılmasını bekliyor. Sayın Bakan ile bu durumu nasıl çözebiliriz konusunda görüştük. Daha uzun süreli geçerli olacak vizeleri nasıl alabilirler gibi konuları ele aldık.

“Türkiye AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı”

Ekonomik açıdan büyük bir başarı öyküsü olduğunu söyleyebiliriz. Geçen yıl ticaret hacmi açısından bir rekor kırdık. 200 milyar euroluk bir ticaret hacmine çıkmış durumda. Türkiye dolayısıyla AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı. AB-Türkiye Yatırım Fonu kuruldu. Sadece kamu yatırımları değil özel yatırımlar da teşvik ediliyor bu platformda. Platformun işlevsel hâle gelmesi için yapılan teknik çalışmaların bitmesini bekliyoruz. Bu yıl bu çalışmaları tamamlamayı amaçlıyoruz. Fonun büyüklüğünü anlatmak için size şunu söyleyeyim: 2,4 milyar euroluk doğrudan yatırımı mobilize etmeyi amaçlıyoruz.

“Üst düzey diyaloglar tekrar başlayacak”

Her iki taraf da birbirimize daha fazla ihtiyaç olduğumuzu kabul ediyoruz. Daha fazla birlikte çalışmamız gerekiyor. Üst düzey diyaloglar tekrar başlayacak. Daha düzenli bir şekilde bir araya geleceğiz ve her şeyi daha hızlı ilerletebileceğiz. Mümkün olduğunca yaşanan çatışmaların etkilerini hafifletmek istiyoruz. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını ele aldık. Bu savaşın etkilerini de ele aldık.”

“Müzakerelerde ilerleme sağlamak için hukukun üstünlüğü alanında reformlar gerekiyor”

Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularına geçildi. Türkiye-AB ilişkilerine dair Ortak Bildiri’deki tavsiyeler ile Zirve sonuçları hakkında değerlendirmesi ile Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci sorulan Varhelyi şunları kaydetti:

“Ortak Bildiri yapacağımız çalışmaların temelini oluşturuyor diye düşünüyoruz. Katılım süreciyle ilgili olarak; evet, Türkiye bir aday ülkedir, Türkiye üyelik müzakerelerini yürütmektedir. Ancak AB Konseyi’nin kararına göre müzakereler askıya alınmış durumda. Müzakereler hukukun üstünlüğü alanındaki bazı gerilemeler sebebiyle askıya alınmıştır. Müzakereler alanında ilerleme sağlayabilmek için hukukun üstünlüğü alanında reformlar yapılması gerekiyor. Sadece AB Konseyi’nin karar verebileceği bir alan. Ne yazık ki Avrupa Konseyi’nin değiştirebileceği bir şey değil bu karar. Türkiye bu kararı değiştirilebilir, hukukun üstünlüğü konusunda yapacağı reformlarla bu alanda ilerleyerek bu kararın değiştirilmesini sağlayabilir. Gümrük Birliği konusunda iki farklı alanda çalışıyoruz. Öncelikle, mevcudun uygulanması konusunu ele alıyoruz. Yani, mevcut Gümrük Birliği’nden en iyi nasıl faydalanabilir? Bu konuyu analiz ediyoruz, ele alıyoruz. 26 tane zorluk belirledik ve 15 tanesini de çözmeyi başardık. Önemli bir miktarını çözdük. Çok önemli bir ilerleme. Üzerinde çalıştığımız ikinci alan ise Gümrük Birliği’nin revizyonu. Tüm seçeneklere bakıyoruz. Hangi alanların revize edilebileceğine bakacağız.”

Fidan: Türkiye parçası olacağı herhangi bir ittifaka güç katacak bir aktör

Bir basın mensubunun “Türkiye’nin AB için stratejik önemi nedir?” sorusu üzerine Fidan şu yanıtı verdi:

“Dinamik ekonomisiyle, güçlü altyapısıyla, siyasal istikrarıyla ciddi kapasitesi olan, güvenlik ve savunma sistemleriyle Türkiye sadece AB için değil, parçası olacağı herhangi bir ittifaka inanılmaz derecede güç ve değer katacak bir aktör.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

xxx