6 Nisan 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre, tamamına yakını mühendislerden oluşan şantiye şeflerinin aynı anda üstlenebileceği yapı alanı metrekare üst sınırı 1500 metrekareden 2500 metrekare, 4.500 metrekare sınırı ise 5000 metrekare olarak esnetildi. Düzenlemenin 31 Aralık 2025 tarihine kadar geçerli olacağı belirtildi.
‘ESİRLİĞİN GÖSTERGESİ’
Düzenlemeye göre kamu işlerinde, aynı ihale ve sözleşme kapsamında olanların tek iş olarak kabul edileceği, yönetmelikle belirlenen deneyim koşullarının uygulanmayacağı ve deneyim koşullarının idare tarafından belirleneceği ifade edildi. Afet bölgelerindeki uygulamada ise yönetmelikte şantiye şefinin görev alabileceği iş sınırını etkisizleştiren bir düzenleme ile aynı ilçe sınırları içerinde 250 metrekareyi geçmeyen işlerin toplamının 1.250 metrekareyi bulana kadar tek iş sayılacağı hükme bağlandı.
Konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası, düzenlemeye tepki gösterdi. Açıklamada, “Sınırsız serbestlik ve denetimsizlik isteyen müteahhitlik müessesesinin baskısına boyun eğen Çevre Bakanlığı güvenli yapılaşma ve halk sağlığının sağlanması konusundaki asli sorumluluğunu yerine getirememektedir. Kâr odaklı bakan ve mümkün olduğunca mühendislik hizmetlerini yasal prosedürü tamamlamak amacıyla imzacılığa indirgeyen bu yapılaşma, kamu kurum ve kuruluşlarını esir almıştır” ifadeleri kullanıldı.
Düzenlemeyi Cumhuriyet’e değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük yıkımın, güvenli yapı üretiminin olmazsa olmazı sayılan şantiye şefliğinin önemini ortaya çıkardığına dikkat çekti. Suna, şantiye şefinin; yapının fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun olarak inşa edilmesi, inşaatın iş ve işlemlerinin planlanması, sevk ve idaresi, iş güvenliğinin sağlanması, işçi sağlığının gözetilmesinden sorumlu olduğunu ve bu nedenle “anahtar” pozisyonda olduğunu vurguladı.
‘BİLİMİ DİKKATE ALIN’
Nusret Suna, “Son değişiklik mühendisleri inşaattan daha da uzaklaştırıyor. Bu durum yapı güvenliğinde riskleri büyütecek” dedi. Oda olarak yetkililere çağrıda bulunduklarını kaydeden Suna, “Telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacak düzenlemeyi iptal edin. Bilimin ve mühendisliğin doğrularını ve yapı üretiminin ihtiyaçlarını dikkate alın.” ifadelerini kullandı.
